KİST HİDATİK (KÖPEK KİSTİ, KİST) OLGULARININ PERKÜTAN (CİLTTEN GİRİLEREK) ALKOL UYGULAMASI veya MİKRODALGA ABLASYON İLE TEDAVİSİ
AMELİYATSIZ CİLTTEN İĞNE YOLU İLE KİST HİDATİK TEDAVİSİ (PAIR) İÇİN BİLGİLENDİRME (AYDINLATMA):
Kist hidatik (Köpek kisti, Kist) Nedir?
”Kistik ekinokkozis (Kist hidatik ,Köpek kisti, Kist), önemli sağlık sorunlarına neden olan ve ciddi ekonomik kayıplara yol açan bir parazit hastalığıdır. Halk arasında kist hastalığı olarak bilinen bu hastalığın etkeni, Echinococcus granulosus adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Ancak, sıklıkla köpeklerdir. Parazit köpeklerin ince barsaklarında yaşar. Hastalık köpek dışkısı ile atılan yumurtalar ile insana bulaşır. Köpek dışkısı ile atılan yumurtalar çok dayanıklıdır, toprakta ve soğukta bir yıl kadar canlı kalabilirler. Dışkıyla atılan yumurtalar hayvanların ayakları, arazi eğimi, rüzgar ve yağmurla yayılırlar. İnsanlar bu yumurtaları çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden, kirli içme sularından alırlar. İnsandan başka koyun, keçi, sığır ve manda gibi otla beslenen hayvanlar da yumurtaları alarak hastalanırlar. Alınan bu yumurtalar, barsaklarda açılarak barsak duvarını geçer, kan ve lenf yoluyla öncelik sırasıyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yerleşerek kist formunda yaşamlarını sürdürürler. Hastalığın başlarında kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca belirtisiz seyredebilir. Fakat kist büyüdükçe, bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar. Kistler en sık karaciğer ve akciğerlerde görülürler. Nadiren dalak, karın zarı (periton), böbrek, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebilir. Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirti görülür. Akciğer tutulumunda solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olabilir. Diğer organ ve sistem tutulumlarında da bu bölgelere ait tablolar ortaya çıkar. Örneğin kafa içi tutulumlarda; baş ağrısı, kusma, şuur kayıpları görülebilir. Kalp tutulumunda kalp ritm bozuklukları, enfarktüs bulguları, hatta kalp duvarında yırtılma olabilir. Kemik tutulumlarında kırıklar olabilir. Kist patladığında alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Bu kistleri içeren hayvan etleri ve sakatatlar, köpekler tarafından yenince parazit barsaklarda olgunlaşır. Parazitlerin belirli aralıklarla yumurtlayarak ana konakçı köpekler tarafından atılmasıyla enfeksiyon zinciri bir kısır döngüye dönüşür.” (Bu bilgiler, hastaları bilgilendirme amacı ile sağlık bakanlığının sitesinden alınmıştır. https://www.saglik.gov.tr/TR,4076/kist-hidatik-kistik-ekinokokkoz.html).
Köpek kistinin tedavisi nasıl olur?
“Bu güne kadar yapılmış çalışmalar ışığında insandaki köpek kistinin’in ele alınmasında tek bir “altın kuralın” varlığından söz etmek olası değildir. Bu nedenledir ki her olgunun ayrı değerlendirilmesi gereklidir. Bu uluslararası kabul görmüş bir öneridir ve her hastanın kendine özgü olarak tedavisi planlanmalıdır. Uzun yıllar tedavi yalnızca cerrahi olmuştur ve genellikle çeşitli cerrahi yöntemlerle yapılmaktadır. Cerrahi her zaman operasyon öncesi ve sonrasında ilaç tedavisi ile birlikte uygulanmakta ve yumurtaları öldürücü maddeler (%70-90 ethanol, %15-20 hipertonik tuz solüsyonu, %0.5 cetrimide solüsyonu) sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak son dekatta köpek kistinin tedavisinde cerrahiye önemli bir seçenek kullanılmaya başlanmıştır. PAIR ile tedavi yaygınlaşmıştır. Perkütan tedavi ve drenaj, girişimsel radyolojideki gelişmeler ile ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi önderliğinde bugün kullanılmaktadır. Özellikle karaciğer ve karıniçi kist hidatiklerde daha güvenle kullanılan bu yöntem komplike olmayan köpek kisti hastalarında iyi sonuç vermektedir.
Ameliyatın mümkün olmadığı durumlarda ilaç tedavisi tek seçenektir. Bunlar omurga, pelvis gibi hayati organlar ile birkaç organda birden fazla sayıda kisti bulunan hastaları kapsamakta ve uzun süreli kullanımı gerekli kılabilmektedir. Günümüzde kullanılan ilaçlar Mebendazole ve Albendazole’dür.” (Bu bilgiler, hastaları bilgilendirme amacı ile bu konu ile ilgili oldukça önemli çalışmalara ve başarılara sahip Türk Hidatidoloji Derneğinin web sitesinden alınmıştır. Bir takım ifadeler hastaların anlayacağı şekilde değiştirilmiştir. https://www.hidatidoloji.org/kist-hidatik-nedir/tedavisi-nasildir).
Ameliyatsız cillten iğne yolu ile yapılan köpek kisti tedavisi (PAIR) nedir?
Dışarıdan iğne ile kist hidatik parazitinin oluşturduğu kist içine girilerek yapılan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavinin genel ismi PAIR (Puncture, Aspiration, Injection, Reaspiration) olup ciltten iğne ile kist içine girilmesi, içerideki sıvının tamamen boşaltılması, boşaltılan sıvı alanına parazit yumurtalarını öldüren ve parazit zarını etkisiz hale getiren büzüştürücü ve yakıcı ilaç verilmesi ve bunun tekrar geri alınması aşamalarını içerir. Bunun bazı modifiye edilmiş şekilleri vardır. Hastaya, kistin özelliklerine ve boyutlarına göre sadece iğne ile veya boşaltma ve ilaç verme için kateter dediğimiz ince borular bırakma yöntemi ile yapılan şekilleri vardır. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda kistin sıvısı boşaltıldıktan sonra içindeki yumurtaları ve zarı zararsız hale getiren radyofrekans, mikrodalga yöntemleri de kullanılmaya başlanmıştır.
Ameliyatsız ciltten iğne yolu ile yapılan köpek kisti tedavisi (PAIR) için hangi hastalar uygundur?
Dünya sağlık örgütünün yaptığı sınıflamaya göre kist yani sıvı kısmı fazla olan, katı kısmı çok olmayan, kireçlenmeye gitmemiş köpek kistlerinde PAIR tedavisi uygundur.
Ameliyatsız ciltten iğne yolu ile yapılan köpek kisti tedavisi (PAIR) tedavisinin avantajları nelerdir?
- Minimal invaziv dediğimiz hastaya en az zarar veren yöntemlerdendir.
- Risk ve komplikasyon oranları cerrahiye göre daha azdır.
- Tanı alınan örneklerle doğrulanır.
- İlaç tedavisinin etkinliğini arttırır.
- Hastanede yatış süreniz oldukça kısadır.
- Maliyeti daha azdır.
- Günlük aktivitelerinize daha erken dönebilirsniz.
Nasıl Yapılır? İşlem esnasında sizi bekleyebilecek durumlar nelerdir?
Tedavi planlamasından mümkünse en az bir hafta öncesinde ilaç tedavisine başlamış olmanız ve bu tedaviyi işlemden sonra en az 3 ay boyunca devam ettirmeniz istenecektir. Görüntüleme yöntemleri (genellikle ultrasonografi bazen bilgisayarlı tomografi) ile giriş yeri belirlenir. Giriş yeri uygun temizlik yapıldıktan sonra steril (mikropsuz) örtü örtülür. Giriş yerine ağrı duyusunu ortadan kaldıran ilaç (lokal anestezik) enjekte edilir. Lokal anestezik yapılan yerde bir miktar ağrı ve ateş gibi yanma hissi olabilecektir. Görüntüleme kılavuzluğunda kist içine iğne ile girilir. İğne ile giriş esnasında , iğne kist duvarını geçerken nadir de olsa ciddi alerji-anaflaksi gelişme riski vardır. Bu nedenle işleme anestezi doktorları eşliğinde alınacaksınız. Herhangi bir olumsuz durum olursa ekip size anında müdahele edecektir. İğne ile girildikten sonra patoloji ve mikrobiyoloji için sıvı örnekleri alınacaktır ve uygunsa mikroskobik incelemeleriniz yapılacaktır. Kist, şekli ve büyüklüğüne göre iğne ile ya da kist içine kateter (ince boşaltma borusu) yerleştirilerek boşaltılır. Kist içine boyalı madde (kontrast madde) verilerek kistin safra yolu ya da komşu yapılar ile ilişkisi olup olmadığına bakılır. Bazı durumlarda safra varlığını test eden ince çubuklar da kullanılabilir. İlişki yoksa kist içine kistin canlılığını ortadan kaldıracak ve kistin zarına hasar verecek ilaç verilir (saf alkol, tuzlu su… gibi) ve tekrar boşaltılır. Bazen boşaltma borusu içerde bırakılarak kistin içi iyice boşaltılır ya da yapılan işlem tekrarlanabilir. Safra yolları ile ilişki varsa ilaç verilmeden , kateter yerleştirilir ve kateterden sıvı gelişi azalana kadar kateter yerinde bırakılır. Son zamanlarda kullanılmaya başlanan radyofrekans veya mikrodalga yakma yöntemlerinde de basamaklar son aşamaya kadar benzerdir. Son aşamada ince iğnelerle yakma tedavisi uygulanır.
Ameliyatsız ciltten iğne yolu ile yapılan köpek kisti tedavisi (PAIR) tedavisinin riskleri ve komplikasyonları nedir?
1- İğne girişi ile ilgili komplikasyonlar: kanama, infeksiyon, çevre dokularda yaralanma
2-Allerjik reaksiyonlar anaflaktoik reaksiyon (ciddi alerjik reaksiyondur ölüme neden olabilir)
3-Kist sıvısının sızması ile diğer organlara hastalığın yayılımı.
4- Safra yollarına açılma ve kimyasal safra yolu iltihabı .
5-Kullanılan ilaçlara bağlı toksisite. Kist çok büyükse ilaç fazla kullanıldığında olur.
6- Kalıntı kist veya tekrarlama
7- Karaciğer enzimlerinde yükselme
Ameliyatsız ciltten iğne yolu ile yapılan köpek kisti tedavisi (PAIR) Tedavisinden Önce Yapılması Gereken İşlemler:
1- İşlemden 1 hafta öncesinden başlayan ve 1 ay devam eden albendazol veya mebandozal ilacı kullanılır. İlaç hastalığın tedavisi sırasında muhtemel yayılımını önler.
2-Endişeyi azaltmak için sedatif ilaçlar verilebilir.
3-Hasta 6-8 saat aç olmalıdır.
4- İşlemden önce kanın pıhtılaşma özelliklerini gösteren hemostaz testleri (INR, APTT, fibrinojen, trombosit sayımı) ve kan ile bulaşan hastalıklar için (Hbs, HIV ve HCV) testler yapılmış olmalıdır. Hemostaz testleri istenilen seviyede değilse pıhtılaşmayı önleyen ilaçların alımının kesilmesi ve uygun tedavi verilmesi gerekir. Oral antikoagülan ilaç kullanan hastalar işlemden 3-4 gün önce ilaçlarını kesmelidirler. Diğer kullanılan ilaçlar aksi söylenmediği sürece sabah bir bardak suyla alınabilir.
Köpek kisti (Kist Hidatik) nin ameliyatsız tedavisi ile ilgili çok sorulan sorular
1- Köpek kisti (kist hidatik) nasıl bulaşır? İnsandan insana bulaşır mı?
Köpek kisti daha çok köpek, çakal, kurt, tilki gibi hayvanların dışkısında yumurta ve parazit şeklinde bulunur. Ana kaynak ve ana konak bunlardır. Bunların bulaştığı yiyecek ve içecekleri tüketenlerde ve bunları yiyen koyun, inek,keçi sığır gibi ara konak hayvanların ürünlerinin çiğ tüketilmesi ile ve solunum yolu ile insanlara bulaşır. Normalde insandan insanlara bulaşma söz konusu değildir ve insan dışkısında bu parazit bulunmaz. Ama aynı yiyecekleri tüketmiş aile bireylerinde de hastalık görülebilir. Köpek dışkısıyla atılan yumurtaların ortam şartlarına son derece dirençli olduğu ve uzun süre yaşayabildiği unutulmamalıdır. Ülkemizde her yıl yaklaşık 1500-2000 yeni köpek kisti hastalığı vakası bildirilmektedir yani insanların her yıl başına bu hastalığa yakalanma riski 10 bin kişide 1 dir.
2- Hastalıktan nasıl korunabiliriz ?
Özellikle hijyen kurallarına çok dikkat etmek gereklidir. Çiğ yenen yiyeceklerin temizliğine çok dikkat etmek gerekir. Evcil hayvanları sevdikten sonra muhakkak başta ellerimiz olmak üzere gerekli temizliği yapmalıyız. Sahipli evcil hayvanların aşılarının ve bakımlarının tam olarak yapılması, sahipsiz hayvanların ise belediyeler tarafından çok iyi kontrolü ve denetlenmesi , hayvanlara çiğ et yedirilmemesi ve dışkılarının güvenli bir şekilde ortadan kaldırılması gereklidir. Hayvan kesimlerine çok dikkat edilmeli mümkünse uygun şartlar sağlanıp, özel olarak bu amaçla kurulmuş yer ve tesislerde, mümkünse bu konuda deneyimli kişiler ve veterinerler kontrolünde yapılmalıdır. Bünyesinde kist barındıran hayvanların etlerinin çok iyi yok edilmesi gereklidir.
3- Köpek kisti tedavi edilmezse ne olur?
Tedavi edilmeyen köpek kistleri şayet kendiliğinden dejenerasyon ve kireçlenme dediğimiz aktif olmayan evreye geçmezse zamanla büyürler. Bu büyüyen kistler basınç artışına bağlı olarak nadiren kendiliğinden ya da düşme, çarpma veya travma ile patlayabilirler. Çevredeki diğer dokulara, safra yollarına, kana karışabilirler. İçlerinde mikrop üreyip kana karışabilir. Böyle durumlarda ölümcül olabilecek sonuçlarla ve komplikasyonlarla karşılaşılabilir.
4- Hastalıkta sadece ilaç kullanılabilir mi ?
İlaç tedavisi hastalığı ve yayılımını kontrol etmek için kullanılabilir ve önerilebilir ama çoğu zaman tek başına yeterli değildir. İlaç kullanımının özellikle karaciğere bir takım yan etkileri vardır ve yakın takibi gerekir.
5- Ameliyatsız ciltten iğne yolu ile yapılan köpek kisti tedavisi (PAIR) için uygun olmayan durumlar nedir?
- Boşaltılamayacak katı kısmı olan kistler
- Karın içine açılma riski bulunan yüzeyde yerleşmiş kistler
- Daha önce yırtılmış ve karına açılmış kistler
- Safra yolları ve komşu organlara açılmış kistler
- İnaktif, dejenere olmuş, kireçlenmiş kistler.
6- Tedavi ne kadar sürer?
İşlem ünitesine alındıktan sonra işlem kistin boyutlarına sayısına ve özelliklerine bağlı olarak yaklaşık 30 dakika ile 1.5 saat arasında sürebilir
7- Tedavi sonrası takipler nasıl olacak?
Tedavi sonrasında 1. Ay 3. Ay 6. Ay ve 12. Ayda ve takip eden yıllarda kan değerleri, biyokimya değerleri, serum markırları ve görüntüleme yöntemleriyle takip edileceksiniz. Zaman içinde özellikle 6. Aydan sonra daha belirgin olmak üzere kistin boyutlarında küçülme, ortadan kaybolma, kireçlenmeye gidiş, inaktivasyon, kistin katı kısmında artış, kist duvarında kalınlaşma ve düzensizlikler, küçük kistlerin sayı ve hacminde azalma gibi değişiklikler izlenebilecektir.
8- Bu tedaviden sonra kistler tekrarlar mı ?
Bu tedaviden sonra nadir de olsa kistler tekrarlayabilir. Bu durumda tekrar tedavi uygulanabilir. Bu nedenle takip süresi uzun olmalıdır.
9- İşlemden sonra ne zaman banyo yapabilirim ve yemek yiyebilirim?
Aksi söylenmedikçe işlemden sonra (yaklaşık 3 saat) taburcu edilip evinize gider gitmez yemeğinizi yiyebilir ve banyonuzu yapabilirsiniz.
10- İşlemden sonra ertesi gün çalışmaya başlayabilir miyim?
Evet işlemi takip eden ertesi gün isterseniz çalışmaya başlayabilirsiniz. Dileğiniz ve gereklilik halinde, doktorunuzca uygun görülürse 5 güne kadar tek hekim raporu verilebilir.
11- Nasıl tedavi olabilirim?
Üniversite hastanemiz girişimsel radyoloji polikliniğine başvurmanız halinde tedavi planlamanız yapılacaktır. İletişim telefonu 0 222 2392979 /dan 2860 tır. Girişimsel Radyoloji sekreterimiz size yardımcı olacaktır
YASAL UYARI
Bu sitenin amacı sağlığı koruyucu ve geliştirici nitelikte, toplumu bilgilendirmeye yöneliktir. Bu site herhangi bir ticari kaygı taşımamakta olup hastaları ve konu ileilgili doktorları bilgilendirmek amacıyla tasarlanmıştır. Reklam, övünç, haksız rekabet kaygısı taşımamaktadır. Tanı ve tedavinin kesinlikle uzman bir doktor tarafından yapılması gerekmektedir. Bu sitedeki bilgiler hastaların tanı ve tedavisinde geçerliliği doğrulanmadan kullanılamaz. Bu sitedeki bilgiler konu ile ilgili tıbbi kılavuzlardan, güncel araştırmalardan, konu ile ilgili uzman kişilerin görüşlerinden faydalanılarak bilimsel doğruluğu ortaya koyularak kanıta dayalı tıp kuralları çerçevesinde hazırlanmıştır.